Eyüp, bölüm 40
- «Her Şeye Gücü Yetenle çatışan Onu yola getirebilir mi?Tanrıyı suçlayan yanıtlasın.»
- O zaman Eyüp RABbi şöyle yanıtladı:
- «Bak, ben değersiz biriyim,Sana nasıl yanıt verebilirim?Ağzımı elimle kapıyorum.
- Bir kez konuştum, yanıt almadım,İkinci kez konuşamam artık.»
- «Şimdi erkek gibi kuşağını beline vur da,Ben sorayım, sen anlat.
- «Adaletimi boşa mı çıkaracaksın?Kendini haklı çıkarmak için beni mi suçlayacaksın?
- Sende Tanrının bileği gibi bilek var mı?Sesin Onunki gibi gürleyebilir mi?
- Öyleyse şan ve şerefe bürün,Görkem ve yücelik kuşan.
- Gazabının ateşini saç,Gururluya bakıp onu alçalt.
- Gururluya bakıp onu çökert,Kötüleri bulundukları yerde ez.
- Hepsini birlikte toprağa göm,Mezarda yüzlerini kefenle sar.
- O zaman sağ kolunun seni kurtarabileceğiniBen de kabul ederim.
- «Seninle birlikte yarattığım Behemota bak,Sığır gibi ot yiyor. bilinmiyor. Su aygırı, fil, timsah ya da soyu tükenmiş bir hayvan olduğu sanılıyor.
- Bak, ne güç var belinde,Karnının kasları ne güçlü!
- Kuyruğunu sedir ağacı gibi sallıyor,Sımsıkıdır uyluk lifleri.
- Kemikleri tunç borular,Kaburgaları demir çubuklar gibidir.
- Tanrının yapıtları arasında ilk sırayı alır,Yalnız Yaratıcısı ona kılıçla yaklaşır.
- Tepeler ürünlerini ona getirir,Bütün yabanıl hayvanlar yanında oynaşır.
- Hünnap çalıları altında,Kamışlarla örtülü bir bataklıkta yatar.
- Hünnaplar onu gölgelerinde saklar,Vadideki kavaklar kuşatır.
- Irmak coşsa bile o ürkmez,Güvenlik içindedir,Şeria Irmağı boğazına dayansa bile.
- Gözleri açıkken kim onu tutabilir,Kim kancayla burnunu delebilir?
|
Выбор перевода и языка
|