Eski Ahit'te Hazreti Süleyman'a yazılan kitap, bölüm 2
- Kendi kendime, «Gel, zevki tat. İyi mi, değil mi, gör» dedim. Ama gördüm ki, o da boş.
- Gülmeye, «Delilik», zevke, «Ne işe yarar?» dedim.
- İnsanların göklerin altında geçirdiği birkaç günlük ömürleri boyunca, yapacakları iyi bir şey olup olmadığını görünceye dek, bilgeliğimin önderliğinde, bedenimi şarapla nasıl canlandırayım, akılsızlığı nasıl ele alayım diye düşündüm durdum.
- Büyük işlere girdim. Kendime evler inşa ettim, bağlar diktim.
- Bahçeler, parklar yaptım, oralara türlü türlü meyve ağaçları diktim.
- Dal budak salan orman ağaçlarını sulamak için havuzlar yaptım.
- Kadın, erkek köleler satın aldım; evimde doğan kölelerim de vardı. Ayrıca benden önce Yeruşalimde yaşayan herkesten çok sığıra, davara sahip oldum.
- Altın, gümüş biriktirdim; kralların, illerin hazinelerini topladım. Kadın, erkek şarkıcılar ve erkeklerin özlemi olan bir harem edindim.
- Böylece büyük üne kavuştum, benden önce Yeruşalimde yaşayanların hepsini aştım. Bilgeliğimden de bir şey yitirmedim.
- Gözümün dilediği hiçbir şeyi kendimden esirgemedim.Gönlümü hiçbir zevkten alıkoymadım.Yaptığım her işten zevk aldı gönlüm.Bütün emeğimin ödülü bu oldu.
- Yaptığım bütün işlere,Çektiğim bütün emeklere bakınca,Gördüm ki, hepsi boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş.
- Sonra bilgelik, delilik, akılsızlık nedir diye baktım;Çünkü kralın yerine geçecek kişiZaten yapılanın ötesinde ne yapabilir ki?
- Işığın karanlıktan üstün olduğu gibiBilgeliğin de akılsızlıktan üstün olduğunu gördüm.
- Bilge nereye gittiğini görür,Ama akılsız karanlıkta yürür.İkisinin de aynı sonu paylaştığını gördüm.
- «Akılsızın başına gelen, benim de başıma gelecek»Dedim kendi kendime, «Öyleyse kazancım ne bilgelikten?»«Bu da boş» dedim içimden.
- Çünkü akılsız gibi, bilge de uzun süre anılmaz,Gelecekte ikisi de unutulur.Nitekim bilge de akılsız gibi ölür!
- Böylece hayattan nefret ettim.Çünkü güneşin altında yapılan iş çetindi bence.Her şey boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
- Güneşin altında harcadığım bütün emekten nefret ettim. Çünkü her şeyi benden sonra gelecek olana bırakmak zorundayım.
- Kim bilir, bilge mi olacak, akılsız mı? Güneşin altında bilgeliğimi kullanarak harcadığım bütün emek üzerinde saltanat sürecek. Bu da boş.
- Bu yüzden güneşin altında harcadığım onca emeğe üzülmeye başladım.
- Çünkü biri bilgelik, bilgi ve beceriyle çalışır, sonunda her şeyini hiç emek vermemiş başka birine bırakmak zorunda kalır. Bu da boş ve büyük bir hüsrandır.
- Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan?
- Günler boyunca çektiği zahmet acı ve dert doğurur. Gece bile içi rahat etmez. Bu da boş.
- İnsan için yemekten, içmekten ve yaptığı işten zevk almaktan daha iyi bir şey yoktur. Gördüm ki, bu da Tanrıdandır.
- Onsuz kim yiyebilir, kim zevk alabilir?
- Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.
|
Выбор перевода и языка
|