Çıkış, bölüm 4
- Musa, «Ya bana inanmazlarsa?» dedi, «Sözümü dinlemez, ‹RAB sana görünmedi› derlerse, ne olacak?»
- Sonra, «Elini koynuna koy» dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.
- «Bu iki belirtiye de inanmaz, sözünü dinlemezlerse, Nilden biraz su alıp kuru toprağa dök. Irmaktan aldığın su toprakta kana dönecek.»
- Musa RABbe, «Aman, ya Rab!» dedi, «Ben kulun ne geçmişte, ne de benimle konuşmaya başladığından bu yana iyi bir konuşmacı oldum. Çünkü dili ağır, tutuk biriyim.»
- RAB, «Kim ağız verdi insana?» dedi, «İnsanı sağır, dilsiz, görür ya da görmez yapan kim? Ben değil miyim?
- Şimdi git! Ben konuşmana yardımcı olacağım. Ne söylemen gerektiğini sana öğreteceğim.»
- Musa, «Aman, ya Rab!» dedi, «Ne olur, benim yerime başkasını gönder.»
- RAB Musaya öfkelendi ve, «Ağabeyin Levili Harun var ya!» dedi, «Bilirim, o iyi konuşur. Hem şu anda seni karşılamaya geliyor. Seni görünce sevinecek.
- Onunla konuş, ne söylemesi gerektiğini anlat. İkinizin konuşmasına da yardımcı olacak, ne yapacağınızı size öğreteceğim.
- O sana sözcülük edecek, senin yerine halkla konuşacak. Sen de onun için Tanrı gibi olacaksın.
- Bu değneği eline al, çünkü belirtileri onunla gerçekleştireceksin.»
- Musa kayınbabası Yitronun yanına döndü. Ona, «İzin ver, Mısırdaki soydaşlarımın yanına döneyim» dedi, «Bakayım, hâlâ yaşıyorlar mı?» Yitro, «Esenlikle git» diye karşılık verdi.
- RAB Midyanda Musaya, «Mısıra dön, çünkü canını almak isteyenlerin hepsi öldü» demişti.
- Böylece Musa karısını, oğullarını eşeğe bindirdi; Tanrının buyurduğu değneği de eline alıp Mısıra doğru yola çıktı.
- RAB Musaya, «Mısıra döndüğünde, sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri firavunun önünde yapmaya bak» dedi, «Ama ben onu inatçı yapacağım. Halkı salıvermeyecek.
- Sonra firavuna de ki, ‹RAB şöyle diyor: İsrail benim ilk oğlumdur.
- Sana, bırak oğlum gitsin, bana tapsın, dedim. Ama sen onu salıvermeyi reddettin. Bu yüzden senin ilk oğlunu öldüreceğim.»
- RAB yolda, bir konaklama yerinde Musaylafç karşılaştı, onu öldürmek istedi.
- O anda Sippora keskin bir taş alıp oğlunu sünnet etti, derisini Musanın ayaklarına dokundurdu. «Gerçekten sen bana kanlı güveysin» dedi.
- Böylece RAB Musayı esirgedi. Sippora Musaya sünnetten ötürü «Kanlı güveysin» demişti.
- RAB Haruna, «Çöle, Musayı karşılamaya git» dedi. Harun gitti, onu Tanrı Dağında karşılayıp öptü.
- Musa duyurması için RABbin kendisine söylediği bütün sözleri ve gerçekleştirmesini buyurduğu bütün belirtileri Haruna anlattı.
- Musayla Harun varıp İsrailin bütün ileri gelenlerini topladılar.
- Harun RABbin Musaya söylemiş olduğu her şeyi onlara anlattı. Musa da halkın önünde belirtileri gerçekleştirdi.
- Halk inandı; RAB'bin kendileriyle ilgilendiğini, çektikleri sıkıntıyı görmüş olduğunu duyunca, eğilip tapındılar.
|
Выбор перевода и языка
|